Tüp mide ameliyatının, kaçak riskini minimuma düşürmek, kullanılan malzemelerin ortaya maliyetini hafifletmek için uygulanan bir Mide Küçültme operasyonudur. Etkinliği, Tüp Mide ameliyatına göre düşüktür. Geride kalan midenin ayarlanması oldukça zordur. Mide kendi üzerine katlanır, bu sebeple Tüp Mide ameliyatına nazaran biraz daha gevşek bir küçültme uygulanır. Bu sebeple de kilo kaybının daha az olmasına yol açabilir. İçeriye katlanmış olan midenin ödemlenmesi durumunda, mide boşluğu tamamen kapanması da söz konusu olabilir. Mide duvarında beslenme bozukluğu ve daha başka problemler meydana gelebilir.
Mide Katlama (Gastrik Plikasyon) ameliyatı iki farklı şekilde uygulanabilmektedir.
*Ön Duvar Katlaması (Anterior Plikasyon)
*Ön Duvar Katlaması, yaygın bir uygulama değildir. Çünkü burada arka duvarın büyük bir bölümü serbest kalabilir bu sebeple, zamanla esner ve mide hacminin kısa sürede büyümesine yol açar. Bu sebeple tercih edilmez.
Ön-Arka Duvar Katlaması (Lateral Plikasyon-Büyük Kurvatur Katlaması)
Büyük Kurvatur Mide Katlama (Gastrik Plikasyon) ameliyatı tüm dünya ülkelerinde en yaygın olarak uygulanan yöntemdir. Midenin ön ve arka duvarı kendi üzerine katlanır ve dikilir. İşlem tamamen laparoskopik ismi verilen kapalı bir yöntemle uygulanır. Hastanın karnında hepsi 1 cm den küçük 4-5 kesi uygulanarak özel aletler ile bir saat kadar bir surede uygulanır. Mide Katlama (Gastrik Plikasyon) operasyonu, uygulama kolaylığı ve malzeme kullanımı gerektirmemesi sebebiyle hem kolay, hem de ekonomik olarak uygun olarak gerçekleştirilebilen tek mide küçültme ameliyatıdır.
-Mide Bandı (Gastrik Bant):
Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) operasyonunun yaygınlaşması sebebiyle artık yok denecek kadar az hastaya tavsiye edilen bir ameliyat yöntemidir. Yalnızca Mide Bandı yapan cerrahlar tarafından kullanılması sürdürülür. Özellikle Amerika’da yaygın olarak uzun zamandır uygulanmasına bağlı olarak uzun dönem problemleri de yaygın olarak görülmektedir. Mide etrafına yerleştirilen silicon bir bant, Türkiye’de “Mide Kelepçesi” olarak da bilinmektedir. Mide girişini daraltır ve yemek hacmini küçültür. Bandın iç tarafında yer alan balon bir boru ile cilt altına yerleştirilen bir başka düzeneğe bağlanır. Bu sayede cilt altından bu düzeneğin içine arzu edilen bir zamanda sokulan bir enjektör ile balonun hacmi artırılabilir veya azaltılabilir bu şekilde mide girişinin açıklığını değiştirmek mümkün olur. Hem mide bandının kendisi, hem cilt altı bağlantı düzeneği başta infeksiyon olmak üzere birçok probleme neden olabilir. Bu problemlerin tedavisi oldukça güç ve risklidir. Ömür boyu takip ve ayarlama gerektiren bir tekniktir.
*Mide – İnce Bağırsak Bypassları
-Mini Gastrik Bypass:
Son yıllarda oldukça artan bir popüleritesi olan bypass çeşidi, mini gastrik bypass’tır. R-Y Gastrik Bypassdan farklı olarak tek anastomoz uygulanır. Kısmen daha kolay uygulandığı için tercih edilir.
Tamamen kapalı yöntemle yapılır. Yani karında büyük kesiler yapılmaya gerek yoktur. Hepsi 1 cm altında 5-6 kesi yapılması uygulanması için yeterlidir. Bu deliklerden karın içine kamera ve ameliyat için gerekli ameliyat aletleri yerleştirilir. Kullanılan kamera ve ameliyat aletleri bu deliklerden geçebilecek şekilde çok küçük ve ince yapıda üretilmiştir. Özel aletlerdir. Midenin girişinde küçük bir mide tüpü meydana getirilir ve midenin kalanından olduğu gibi ayrılır. Ameliyat ardından kullanılacak olan esas mide bu küçük tüp haline getirilen yeni mide parçacığıdır. Hiçbir organ kesilmez ve dışarı çıkartılmaz. Midenin kalan büyük bölümü atıl olarak karın içinde kalmaktadır ve salgılarını üretmeyi sürdürür.
-R-Y Gastrik Bypass:
Mini Gastrik Bypassdan en önemli farkı, safra reflüsünü önleyen bir safra saptırıcı bağlantı taşıyor oluşudur. Roux-en-Y Gastrik Bypass ameliyatı tamamen laparoskopik olarak yapılır. Yani karında büyük bir kesi uygulanmaz. Hepsi 1 cm altında 6 kesi ile özel aletler ve kameralar kullanılarak yapılır.
-DuodenoJejunal Bypass:
Switch operasyonunun bir çeşididir. Duodenal Switch ile karşılaştırıldığında: *Daha az emilim kısıtlamasına sebep olur. Fakat midenin fizyolojisini koruyan “Tüp Mide” biçiminde bir mide bırakır. *Mide çıkışında yer alan Pilor kası tüm fonksiyonları ile muhafaza edilir. *Geride kapalı (ya da kör olarak isimlendirilen) bir mide bırakılmaz. *Mide uyarılması işine yarayan Vagus sinirleri tamamen muhafaza edilir. Bu özellikleri ile Mini Gatrik Bypass ve R-Y Gastrik Bypass ameliyatlarından daha etkindir.
-Biliopankreatik Diversiyon:
Scopinaro operasyonu olarak da isimlendirilir. Nicholas Scopinaro tarafından geliştirilmiştir. Midenin alt 2/3 bölümü alınır. İnce barsağın son 250 cmi bu üst mideye bağlanır. Geride endoskopi kontrolüne uygun olmayan mide kalmaz. Fakat Pilor kası meydandan kaldırılır. Metabolik etkinliği en güçlü olan obezite cerrahisi operasyonlarındandır.
-Duodenal Switch:
Biliopankreatik Diversiyon operasyonunun, Tüp Mideli formudur. Scopinaro operasyonu ile aynı güçtedir. Fakat Pilor kası ve Vagus sinirleri tamamen fizyolojik olarak muhafaza edilir. En seçkin Obezite Cerrahisi yöntemi olarak geçer.
–SADI-S (Single Anastomosis Duodenoİleal Bypass with Sleeve Gastrectomy):
Duodenal Switch operasyonunun tek anastomoz ile uygulanan formudur. Ameliyat süresi kısa olmaktadır. Mezenterik açıklık meydana gelmez.. Duodenal Switch operasyonlarında olduğu gibi, midenin fizyolojisini muhafaza eden “Tüp Mide” formunda bir mide bırakır. Mide çıkışında yer alan Pilor kası tüm fonksiyonu ile korunur. Geride kapalı (ya da kör olarak isimlendirilen) bir mide bırakılmaz. Mide uyarılmasını görevini gerçekleştiren Vagus sinirleri tamamen muhafaza edilir. Bu özellikleri ile Mini Gatrik Bypass ve R-Y Gastrik Bypass operasyonlarından üstündür.